Sık Yaptığımız 6 Alışveriş Hatası

Sık Yaptığımız 6 Alışveriş Hatası

Sık Yaptığımız 6 Alışveriş Hatası
Çok dikkat etmeden alışveriş yaptığımızda, sonrasını çok düşünmeden hızlı karar verdiğimizde bazı hatalar yapabiliyoruz, ama hata yapmadan öğrenemeyiz değil mi?😊 Bu hataları daha önceden tecrübe etmiş bir gezgin olarak sizin için listelemek istedik ki hep birlikte alışveriş alışkanlıklarımızı daha bilinçli hale getirebilelim.

 

Giysileri sadece olması gerektiği gibi giymek

Kim demiş giysilerimizi sadece tek şekilde giyebiliriz diye?

Bir t-shirt’ü giymenin tek yolu onu sadece kendi başına bir t-shirt olarak giymek midir, ya da yazlık bir gömleği sadece yaz mevsiminde ve tek bir gömlek olarak mı giymeliyiz?

Tabii ki hayır, hatta böyle yaptığımızda bu parçalara haksızlık etmiş oluyoruz.

Hayal gücümüzü biraz kullandığımızda sahip olduğumuz her parçayı birçok şekilde giyebileceğimizi göreceğiz; kat kat, farklı şekillerde bağlayarak, belki bir kemerle bambaşka bir parçaya dönüştürerek giysilerimiz üzerinde oynamalar yapabiliriz.

Bu da az parçayla çok daha fazla kombin, elimizdekileri daha çok değerlendirmek ve daha az alışverişe ihtiyaç duymak demek.

 

Rahat olmayan & iz yapan iç çamaşırları

Bizi en rahat ettirmesi gereken ve materyaline en önem vermemiz gereken parçalar kuşkusuz iç çamaşırlarımız.

Hepimiz pantolonumuzdan izi belli olan, doğal kumaşlardan üretilmemiş ve dolayısıyla nefes almayıp terleten, rahat ettirmeyen iç çamaşırlarından nefret ediyoruz. Bu özelliklerdeki iç çamaşırlarımıza onları satın aldıktan sonra elimiz gitmese bile bazen alışveriş anında bunlara dikkat etmeyi göz ardı edebiliyoruz.

Kumaş içerikleri, kesim ve dikiş özellikleri konusunda seçici davranmak, boşu boşuna giymeyeceğiniz iç çamaşırları satın almamak adına önemli. Üstelik bu tür parçalar bulabileceğiniz birçok yerel ve sürdürülebilir üretim yapan marka da var.

Daha ne olsun!

Rahat olmayan ayakkabılar

Gelelim uzaktan güzel göründüğü, mağazadaki deneme süresindeki acısına katlanabildiğimiz için gün boyu da giyebileceğimizi varsaydığımız, belki de bazılarını bir kere bile giymeyeceğimiz ayakkabılara…

Ayağımızda görüp beğendiğimiz zaman beynimize söz geçirmek zor evet ama böyle anlarda sahip olduğunuz rahatsız ve bir türlü giyemediğiniz ayakkabıları düşünün, ve bu yeni ayakkabının da ondan farklı olmayacağını hatırlamaya çalışın.

Yüksek topuklular ise bambaşka bir konu, anatomik bir işkence adeta!😬

Topuklu ayakkabı satın alırken en yüksek boy olanları değil de en azından orta boy olanları tercih etmeye çalışarak, çok nadir etkinliklerde giyecek de olsanız içinde rahat edebileceğiniz ve uzun yıllar boyu yenisini almaya ihtiyaç duymayacağınız parçalar seçmek bence oldukça önemli…

Stilimize uygun olmayan parçaları trend olduğu için satın almak

Trend olan parçaları birden o kadar çok yerde görmeye başlıyoruz ki, beynimiz tekrar tekrar gördüğü bu ürünleri beğendiği yanılgısına kapılıyor.

Ya da belki de gerçekten beğenmeye başlıyoruz, bu noktada sormamız gereken esas sorular söz konusu parçanın gerçekten üzerimizde güzel durup durmayacağı, dolabımızdaki diğer parçalarla uyup uymayacağı, onu ne kadar uzun süre giyebileceğimiz ve onun gerçekten stilimize uyup uymadığı olmalı!

Trendlerin heyecanına kapılıp özellikle artık çok daha “ucuz”a(!) bu trendlere ulaşabildiğimiz hızlı moda devrinde, bilinçli bir tüketici olarak bu soruları analiz etmeden alışveriş yapmamamız gerekiyor.

Jean’leri çok fazla yıkamak

Aslında sadece jean’leri değil genel olarak tüm giysilerimizi çok fazla yıkamak çevreye zarar veren bir hareket; bu alışkanlık hem fazla su tüketimine, hem de giysilerimiz sentetik kumaş içeriyorsa mikroplastik salınımına ve su kaynaklarının kirlenmesine sebep oluyor.

Fakat jean’lerde durum bundan da öte.

Hem jean parçaları her yıkamamızda çok fazla mikrofiber ve kimyasal boya salınımı oluyor, hem de sık yıkamak denim kumaşın doğasına aykırı ve çok daha hızlı eskiyerek kalıbının bozulmasına sebep oluyor. Aslına bakarsanız denim kumaş ilk alındığında değil, birkaç ay giyildikten ve vücudumuzun şekline, hareketlerimizle oluşan kıvrımlara adapte olduktan sonra en iyi ve kişiselleşmiş haline kavuşuyor.

Levis‘ın CEO’su ve Tommy Hilfiger verdikleri röportajlarda en sevdikleri jean pantolonlarını yaklaşık 1 yıldır yıkamadıklarını söylemişler, Acne Studios ise sattığı denim ürünlerinin üzerinde yılda 2 kereden fazla yıkamayın uyarısı bulunduruyor. Bunların biraz uç örnekler olduğunu kabul ediyorum, hijyen de önemli sonuçta!🤓

Fakat yine de denim parçalarımızı her giydiğimizde yıkamak yerine havalandırarak veya temiz bir bezle silerek su tasarrufuna katkıda bulunabilir, bunu yaparken de onların ömürlerini uzatabiliriz.

Açken pantolon / jean alışverişi yapmak

Alışverişe çıkarken tabii ki karnımızın en düz olduğu, kendimizi en iyi hissettiğimiz anı seçmek istiyoruz.

Ama bu maalesef günlük hayatta rahat edebileceğimizden daha küçük bedenleri satın almamıza sebep olabiliyor. O an çok rahat ettiğimiz için denediğimiz ürünü satın alsak bile gün içerisinde yiyip içtiğimiz şeyler yüzünden karın bölgemiz genişleyebiliyor, üstüne üstlük bir de o şekilde saatlerce oturmamız gerekiyor. ( Sonra çareyi yemek yedikten düğmelerimizi açmakta bulmaya çalışıyoruz!🙈)

Gün içerisinde rahatsız hissettiren pantolonlara hayır diyor, herkesi tokken alışveriş yapmaya ve o an da rahat hissedebildiğiniz parçaları almaya davet ediyorum! Ayrıca deneme kabininde koltuk varsa kesinlikle oturup denediğiniz pantolonun oturduğunuzda da rahat hissettirmesine dikkat etmenizi tavsiye ederiz…